23 Nisan 1920… Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temeli atıldı

 

23 Nisan 1920…  Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temelinin atıldığı tarih.

Kurultayın adı: Büyük Millet Meclisi

Mustafa Kemal, Mecliste ilk defa söz alıyor ve Kurtuluş Savaş’ımızın yolunu şöyle çiziyor:

“Efendiler…! Hayat demek mücadele, vuruşmak demektir. Hayatta başarı mücadeleyle ölçülür. Bu da manen ve maddeten kuvvete, kudrete dayanır. İzleyeceğimiz siyaset milli siyasettir. Herşeyden önce kendi kuvvetimize dayanarak varlığımızı bu yolda koruyacağız…”

Bu sözlerin kuvvet kaynağını, Mustafa Kemal’in inançlarında bulabiliriz. O,daha önceden biliyordu ki, Anadolu yaylaları üstünde milli egemenliğe dayanan özgür bir Türk Devleti kurmadıkça didinmeler, çalışmalar başarıya ulaşamayacaktır.

Merhamet dilenerek düşmana sığınmak, padişah yönetiminden kurtuluş beklemek, davayı kazandırmayacağı gibi, aksine toplumda aşağılık duygusunun yerleşmesine neden olacaktı. Ayrıca Anadolu’yu istila etme sevdasına kapılan düşman ordularını tamamen şımartacaktı…

1920’de Ankara’da açılan Büyük Millet Meclisi’nin büyülü havasına egemen olan bu anlayış, Türk ulusuna mutlu yarınlar hazırlıyordu. Mustafa Kemal’in kanısını kimse değiştiremezdi artık. Derhal işe koyulmak, kuvvetli bir örgütle Anayurdun istilaya uğrayan, uğramayan topraklarını aynı kurtuluş ülküsü etrafında toplamak ve bu heyecanla yeni Türkiye Devleti’nin temellerini atmak gerekiyordu.

Günler geçiyor, aylar geçiyor… Düşman ve padişah işin farkında…Mustafa Kemal köstekleniyor, hatta en yakın arkadaşları bile O’na karşı koyuyor, yalnız bırakıyorlardı. Fakat dönüş yok; sonucu ne pahasına olursa olsun elde etmek gerekti.

 

“Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir.

Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur…. Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayanağı

ulusal egemenliktir…”  diyordu Yüce ATATÜRK.

 

Büyük Millet Meclisi, yeryüzünde ilk kez emperyalizmden yurdu kurtarmak amacıyla halkın seçtiği temsilcilerden oluşan bir kuruluştur. Bu niteliğiyle; mazlum ülkeler dünyasında emperyalizme başkaldıran bir halk eyleminin demokratik kurumu değerini taşır.

 

BATI parlamentoları; krala ve kralın egemenliğini pekiştiren soylu sınıfa karşı, burjuvazinin siyasal yönetime ağırlığını koymasıyla oluşmuştur.İnsan haklarına dayalı hukuk, zaman geçtikçe ve emekçi halk kitlelerinin temsilcileri parlamentoya katıldıkça bugünkü Batı demokrasilerinin devlet yönetimini oluşturmuştur

BİZDE ise; Büyük Millet Meclisi, doğrudan doğruya yeni Cumhuriyet Devleti’nin kurucusudur. Bu meclis; hem emperyalizme karşı bağımsızlığı,hem ulusal egemenliği, hem de halka dayalı demokratik karakteri simgeliyordu.

Büyük Millet Meclisi, Atatürk’ün kurduğu devletin özüdür. Bunun içindir ki, Ankara’da ilk hükümet Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını taşır. Atatürk, bu hükümetin özel niteliğine işaret ederek : "Biz bir halk hükümetiyiz, biz bize benzeriz…” demiştir. Cumhuriyet devleti ve rejimi de, BMM’nin kararları ve kanunlarıyla kurulmuştur.

Daha açık bir ifadeyle; Batı tarihinde parlamentolar, belirli bir devlet düzeni içinde oluşmuşken, bizde, Büyük Millet Meclisi devleti kurmuştur.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı bu tarihsel temelde anlam kazanmış, yarının büyüğü ve geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımıza armağan edilerek ifadesini bulmuştur.

İşte bugün, bu yüce düşüncelerle attığımız ilk adımın 92.yılındayız.

Bu akıp giden zaman içinde milli onur, kendine güven ve hukuk düzeninin hâkim olduğu bu ilk Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününde;kaybolan ulusal değerlerimiz karşısında, büyük ATATÜRK’Ü daha derinden hissediyor, emanetine sahip çıkmanın önemi ve gereğini yapmanın bilinciyle, manevi huzurunda sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz...

ATATÜRK’ü anlamazsak, anlayıp da gereğini yapmazsak yarınlarımızdan hepimiz sorumlu olur, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza, torunlarımıza hesap veremeyiz...

Bir başka dünya bırakalım çocuklara…savaşın ve açlığın olmadığı bir dünya…

Çocuk işçilerin ve çocuk gelinlerin olmadığı bir toplum düzeninde;devlet okullarında parasız,çağdaş,laik,bilimsel eğitim-öğretim gören,şiddete,tecavüze, psikolojik baskıya maruz kalmayan,sokaklarda değil,anne-babalarının yanlarında, sıcacık yuvalarında olan çocuklarımızla nice 23 Nisanlar kutlayalım…

 

Dünyada sadece ülkemizde kutlanan bu anlamlı bayramı, tüm içtenliğimle kutluyor, geleceğimizin güvencesi yavrularımıza aydınlık yarınlar diliyorum…

 

 

Gürhan AKDOĞAN

CHP Bursa İl Başkanı