BİLDİRİLER
BESOB BASIN METNİ

 

                                                                                                     02.05.2021

BESOB BAŞKANI SN. TAK ESNAFIN CANINA ‘’TAK ETTİRDİ’’

Biliyorsunuz 2008 yılında Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği (BESOB) ve TOKİ işbirliğiyle, Bursa İli, Kestel İlçesi, Çataltepe, Burhaniye, Gözede ve Aksu köyleri tapulama alanı içinde Bursa Büyük Sanayi Sitesi yapılması çalışmaları başlatılmıştı.

 Bu kapsamda; Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bölgeye ilişkin 1/100.000 ölçekli Bursa 2020 yılı Çevre Düzeni Planı Değişikliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı, Kestel Belediyesi tarafından 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları değişik tarihlerde de yapılan meclis toplantılarında onaylanmıştı. Onaylanan bu planlara meslek odalarının da çalışmalarını dikkate alarak CHP’li meclis üyelerimiz, meclis toplantılarında gerekli açıklamaları, projenin yanlışlıklarını ve olması gerekenleri dile getirerek red oyu vermişlerdi.Bu çalışmalar devam ederken, ilk olarak yaklaşık 600 hektar olarak 1/100.000 ölçekli Bursa 2020 yılı Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin 06 Ocak 2009 tarihli onaylanması ile başlayan süreçte, onaylanan plan değişikliği Bursa 1. İdare Mahkemesinin 2009/634 esas ve 2009/1077 sayılı kararıyla plan değişikliği 10 Aralık 2009 tarihinde İPTAL edilmiş, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinin 10 Eylül 2009 tarih ve 539 sayılı meclis kararı ve 28 aralık 2009 tarih ve 801 sayılı meclis kararıyla 600 hektar olan alan yaklaşık 400 hektara küçültülerek tekrar onaylanmış, bu karar Bursa İl Genel Meclisinin 14 ocak 2010 tarih ve 2010/27 sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe girmiş, küçültülerek onaylanan plan değişikliği bu kez de açılan dava sonucunda Bursa 3. İdare Mahkemesi 2010/448 esas, 2011/727 sayılı kararı ile 30.06.2011 tarihinde iptal edilmiştir. Bölgeye ilişkin 1/25000-1/5000-1/1000 ölçekte onaylanan planlara meslek odalarınca dao tarihlerde davalar  açılmıştı. İnşaat Mühendisleri Odası, Bursa Barosu, Ziraat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Tema, Osmangazi ve Kestel Ziraat odaları tarafından plana altlık niteliğinde olan ve tarım alanlarının, tarım dışı kullanımına izin veren Bursa Valiliği Toprak Koruma Kurulu‘nun 19 Kasım 2008 tarih ve 31 sayılı işlemi ve19 aralık 2008 tarih ve 33 sayılı işlemi hakkında açılan davada, Bursa 1. İdare Mahkemesi 2009/63 esas sayılı 24 haziran 2010 tarihli kararıyla ilgili işlemlerin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar vermiş, ardından iptal etmişti.Neticede, BESOB Büyük Sanayi Sitesi Projesine ilişkin üst ölçekli çevre düzeni planı değişiklikleri, plana altlık oluşturan toprak koruma kurulu kararı mahkemelerce iptal edilmiş olmasına rağmen vurdumduymaz tavır ile sanayi sitesinin temelleri atılmış Uygulama İmar Planları kesinleşmeden, gerekli imar planı uygulamaları yapılmadan, gerekli ruhsatlar alınmadan devlet eliyle kaçak yapı yapıldığını ileri sürerek onlarca basın toplantısında kamuoyu bilgilendirilmiştik.

Bursa – Kestel ilçesi, Çataltepe, Burhaniye, Gözede, Aksu köyü arazilerini kapsayan alanın, 600 hektarlık kısmında BESOB tarafından Küçük Sanayi Sitesi kurulması ile ilgili süreçler, toprak kurulu kararları ile başladı.

Kurul Kararları:

1- 19.11.2008 tarih ve 31 no’lu karar: 1/100000 ölçekli plan değişikliği. Talep edilen 600 hektar, toprak kurulu kararı ile 233 hektar hariç, oy çokluğu ile kabul edildi.

2- 05.12.2008 tarih ve 32 no’lu karar: Alternatif alan araştırılmasına karar verildi.

3- 19.12.2008 tarih ve 33 no’lu karar: Tekrar 600 hektar üzerinden 1/100000 ölçekli plandeğişikliği kabul edildi. 3/5 çoğunluksağlanamadığından bu karar Tarım Bakanlığı’ncaiptal edildi.

4- 04.03.2009 tarih ve 35 no’lu karar: 600 hektar üzerinden plan değişikliği yenidengörüşüldü ve kabul edildi.Buarada alan için DSİ’nin olumsuz raporu verdiğide bilinmektedir.

2010 yılında İl Genel Meclisi’nce yeni bir karar alınarak, çevredüzeni planında BESOB proje alanı 374 hektarlık bir alana çekilmiş, Gözede ve Aksu köyleri proje sınırları dışınaçıkarılmıştır.

Yargı kararlarına rağmen  yapılan temel atma törenleri, Kestel Belediye Başkanlığınca  Türkiye de ilk kez  TOKİ’nin böyle bir inşaatını durdurması, mühürlemesi, toprak kurulunun görevden alınması eski TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar’ın Şehircilik ve Çevre bakanı olduktan sonra sözlü kararları ile yargı kararlarına rağmen inşaatı başlatması hafızalarda yerini korumaktadır.

Şimdi Sn. Tak diyecek ki ‘’bizi engellediler ondan proje kaldı’’ Halbuki tüm bu süreçler usule aykırı bitirildikten  ve ruhsat aldıktan  tam üzerinden 10 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen  hiçbir şey yapılmamasının yanıtını Sn. TAK hiçbir şekilde veremez.

Yapılmak istenen proje ile; tarım alanlarının,  su havzalarının ve sulama alanlarının kentsel kullanıma açılmasını, projenin mevcut sorunları çözmekte yetersiz kalmasını, taşınmak istenen esnafın bulunduğu bölgede ne tür bir dönüşüm yapılacağının düşünülmemiş olmasını, ozamanlar4000 ile başlayan ancak son durumda ne kadar olacağı kestirilemeyen işyerinin taşınması öngörülmesine rağmen(Şu anda yapılan ve faaliyet gösteren 125 İşyeri mevcuttur !!)gerekli ulaşım planlamasının yapılmamış olmasını, projenin bölgedeki yapılaşmayı tetikleyecek olması gibi bilimsel, somut ve belgelere dayalı olarak, partimizin ve meslek odalarının ortaya koydukları gerekçelerle yürütülen projeye  karşı diğer çalışmalarda olduğu gibi kent ve kentliyi koruma, daha yaşanabilir bir Bursa yaratma ekseni çerçevesinde ve bu hayal projeye inanarak hareket eden esnafı da sonu olmayan bir maceraya sürüklenmemesi için  uyarı görevimizi yapmıştık.

Hatta şöyle demiştik ‘’Biz Sanayi Siteleri yapılmasına kesinlikle karşı değiliz, karşı olduğumuz nokta bilimselliğin ve mahkeme kararlarının hiçe sayılarak, bu denli büyük bir projenin kent paydaşları ile paylaşılmadan oldubittiye getirilmesidir. Uyarılarımıza rağmen Doğanbey Projesi şu anda kent siluetini bozan yapanların bile kapalı kapılar ardında utanç duydukları en büyük kara lekesidir. Korkumuz BESOB Projesinde de aynı şekilde sonlanmasıdır. Kentin, kentlinin ve esnafın mağdur olmasıdır’’ Büyük Sanayi Sitesi Projesinin yapılmak istendiği bölge, 1/100.000 ölçekli Planda kent yapılaşmasının Alaçam’a sıçramaması için bırakılmış tampon bölge niteliğindedir. Bu bölgenin yapılaşmaya açılması Alaçam bölgesine yönelikte yapılaşma baskısı arttıracak, ileride turizm amaçlı kullanılması düşünülen Alaçam bölgesi de kaybedilecektir.’’ 

Büyük Sanayi Sitesi Projesinde bölgede, Ayakkabıcılar, Bıçakçılar, Soğutucular-Bobinajcılar, Dokumacılar, Demirciler, Pvc Doğrama, Elektrikçiler, Geri Dönüşümcüler, Hırdavatçılar, İşlemeciler, Isıtıcılar Ve Benz, Karoseri İml, Kuru Temizlemeciler, Mobilyacılar, Matbaacılar, Mermerciler, Muhtelif Sanatkarlar, Oto Boyacılar, Oto Kauçuk Ve Plastikçiler, Oto Tamirciler, Konfeksiyoncular, Gıda Üreticileri, Yedek Parçacılar vb bir çok farklı kullanım türünün yer alması planlanmaktaydı. O dönem Bu kullanım kararlarının su havzasına etkilerinin uzmanlar tarafından hazırlanacak rapor ile değerlendirilmesi gereklidir demiştik. Ancak bilindiği kadarıyla bu konuda uzmanlar tarafından su kaynaklarına etkileri konusunda herhangi bir rapor hazırlanmamıştır.  Bursa Ovasını besleyen birçok akarsuyun su rezerv alanı içinde kaldığı için karşı olduğumuz hatırlanmalıdır. Unutulmamalı ki DSİ tarafından bölgeye verilen uygun değildir görüşü bir anda uygun olarak değiştirilmiştir. 

Bursa Büyük Sanayi Sitesi Projesi üst ölçekli planlarda bölgenin kent ile bütünleştirilmesine yönelik herhangi bir ulaşım eşgüdüm planlama çalışması öngörülmediği için, proje tamamlandıktan sonra oluşacak ulaşım talepleri ve kent ile bölgeyi bütünleştirecek ulaşım projeleri üretilememiştir.Bursa Büyük Sanayi Sitesi Projesi ile kent içinde kalan meslek gruplarının kent dışına çıkarılması öngörülmektedir. Bu durumda boşalan mevcut alanlarda nasıl bir dönüşümün olacağı, bu bölgelere ne tür fonksiyon atanacağı proje kapsamında değerlendirilmemiştir.

 

Meslek gruplarının ortak bir mekanda, kent dışına çıkarılması kentsel yoğunluğun azaltılması ve merkezin desantralizasyonu açısından olumlu bir yaklaşım olarak algılansa da mevcut bölgelerinin boşaltılmasından sonra bu bölgelere yönelik politika oluşturulmaması proje açısından olumsuzluk arz etmekte olduğunu ifade etmiştik. Örnek vermek gerekirse; proje kapsamında Santral garaj, Gençosman bölgeleri gibi Yalova yolu ve Ankara- İzmir yolu üzerinde yer alan meslek gruplarının kent dışına çıkarılması öngörülmektedir. Ancak bu bölgelerde kaç adet esnaf olduğu, kaçının taşınacak gruplara girdiği, hangi bölgelerde yoğunlaştığı, kaçının kiracı veya mal sahibinde olduğu gibi kapsamlı bir analiz çalışması o dönemde  yapılmamıştır. Ayrıca bu bölgede yer alan esnafın hepsinin yeni sanayi sitesinden yer talebinde bulunmadığı bilinmekteydi. Bölgede yan yana iki dükkanda aynı işi yapan esnaftan birinin başvuru yapıp yeni sanayi sitesinde yer talebinde bulunduğu, diğerinin ise bulunmadığı durumda, bu bölgede istenilen dönüşümün nasıl yapılacağı soru işaretleriydi? 

Meslek odaları ve bizim belirttiğimiz gibi Büyük sanayi sitesi projesi kentin ihtiyacı olmasına karşın yukarıda belirttiğimiz sebepler ve kentin üst ölçekli plan kararlarına aykırı olması, projenin şeffaf ve katılımcı planlama anlayışından yoksun olarak hazırlanmış olması dahada önemlisi Esnaf ve Sanatkarlarımızı belirsizliğe sürükleyecek ve kaynaklarımızı sıkıntıya sokacak bir proje olduğu için karşıydık. Kentin doğusunda ben yaptım oldu mantığı ile yürütülen BESOB projesi gibi Karacabey’de KOTİYAK Projesi de aynı mantık ile oldu bittiğe getirilmek istenmekteydi.

BESOB Projesinde 24 farklı meslek grubunu bir araya getirmek yerine, farklı meslek gruplarının kendi içinde, mesleki yakınlıkları çerçevesinde alt gruplara ayrılması gereklidir. Böylece oluşturulan alt grupların ihtiyaçlarını belirlemek bu ihtiyaçlara cevap verecek çözümler üretmek daha kolay olacaktı. Bu ilişki oluşturulduktan sonra hammaddeye, pazara yakınlık gibi kriterlerle, üst ölçekli plan kararlarına uygun, tarım alanlarını, su havzalarını koruyan bir yaklaşımda, ulaşım bağlantısı sağlanmış alanlarda, boşaltılacak bölgelerin kentsel dönüşümünü de içeren plan kararlarıyla, 4000 iş yeri yerine daha optimum sayıda yapılan alt gruplamaya yönelik kentin batı, kuzey ve doğusunda alanların oluşturulması daha uygun olacaktır.diyerek çözüm önerilerimizi de sunmuştuk. Ama ne oldu  biz  buradaki 7 bin olan üye esnaf sayısı bir gecede neden 4 bine indi, 3 bin esnaftan alınan paralar iade edildi mi? Bu sorular hala yanıtsızdır.

SONUÇ

Sn. Tak Valinin de bulunduğu bir toplantıda ‘’43 yıllık esnaflık hayatı boyunca her zaman esnafın menfaatini düşündüğünü 700 milyon m2 lik alanın 300 milyon m2 ye düşürüldüğünü Allahtan dileğinin CHP  il başkanı olarak bana cehennemin en köşesinden yer nasip etmesini ‘’söylediğini hatırlatırım. Bu hayal proje ile bir çok esnafın çok zor duruma düşürüldüğünün hesabını veremeyen, projeyi batıran, olmayacak duaya amin diyen SnTak beni cehenneme gönderemedi ama 52 yıldır esnafın sırtında olan Sn. TAK’ı bu esnaf artık evine torun bakmaya gönderecek.Ama bu hesabı da vermek kaydıyla. Özellikle Pandemi döneminde Birçok esnafın borçlarını ödeyemediği için kepenk kapatmak zorunda kaldığı Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Gazetesi verilerine göre

 

 

 

 2020 yılında 100 bine yakın esnafın meslekten ve sicilden terkini gerçekleştirerek kepenk kapattığı yani son iki yılda toplamda en az 215 bin esnafın sicilden ve meslekten terkini yaptığı kapanan esnafın en yoğun olduğu beş ilin İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Bursa olduğunu bildiğimiz bir ortamda siz SN Arif TAK tan herhangi söz eylem duydunuz mu yada 52 yıllık oda hayatında çeşitli partilerden kendisinin milletvekili olma arayışı içinde bulunmasının dışında iktidarlara karşı esnafın sorunlarını dile getiren onların yanında eylemsel bir mücadelede gördünüz mü? Ben görmedim.Şimdi hemde böylesi esnafın tükendiği bir ortamda esas olan esnafın parasını pul eden, projeyi bitiremeyen, BESOB başkanının esnafa sorumlu olarak bu hesabı başta esnafa ve kamuoyuna şeffaflık çerçevesinde vermesi gerektiğidir.. Bu iş o zamanlarda temel atma öncesinde  dava açan 12 meslek odasına mecazi olarak ithafen 12 deve kurban edeceğini söylemekle tamamlanmaz.

Gürhan AKDOĞAN