BİLDİRİLER
DOĞALGAZ VE ELEKTRİĞE YAPILAN ZAM

 

 

 

 

BASIN AÇIKLAMASI

 

 

 

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Partililerim

Sevgili Vatandaşlarım….

 

 

Halkımızın büyük bir çoğunluğunun kışı nasıl geçireceğini kara kara düşündüğü bu soğuk  havada; elektriğe ve doğalgaza, hatta temel gıda maddelerine yapılan zamları protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz…

 

Doğalgaza konutta %12,28 ile 14.35, Sanayi'de % 13.7 ile 14.30 zam yapıldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) kararıyla elektrik tarifesi meskende yüzde 9,57, sanayide ise yüzde 9,26 oranında yükseldi.

 

Doğalgaza % 14 ve elektriğe % 10'luk zamlar,vatandaşlarımızı zor durumda bırakmış, çok sayıda aileye ilave yük getirmiş ve cepleri yakmıştır.

 

İşsizlik ve düşük ücretle geçim mücadelesi veren emekçilerin yüklerini daha da arttırmıştır.

 

Ana Muhalefet Partisi olarak hükümete soruyoruz:

Yaz aylarında, “Elektriğe ve Doğalgaza zam yok…” dediğiniz halde; soğuk kış günlerine yaklaştığımız bu günlerde, zam yapmayı nasıl içinize sindiriyorsunuz…?

 

Asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız,yapılan zamlarla aylık gelirinin dörtte birinden fazlasını enerji ihtiyacına harcarsa ,bu vatandaş ne yiyip içecek,evini nasıl geçindirecek?

 

Yoksa Hükümet bu gidişle, dar gelirli tüketicileri tezek veya odun yakarak ısınmaya, mum ya da kandillerle aydınlanmaya mı mecbur edecek…?

 

Bugün vatandaşa yapılan bu zamlar bir zulümdür… Zulmünün arkasında yatan

cari açık ise, küresel ekonomide yaşanan durumların bir sonucuymuş gibi gösterilmeye çalışılsa da  hükümetin yanlış politikalarının bir sonucudur…

 

Şimdi bu politikaların bedeli vatandaşa ödettiriliyor…

 

Oysa;enerjiden yararlanma, çağdaş bir insan hakkıdır…

 

Bu nedenle; enerjinin, tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması konusunda temel bir enerji politikası uygulanmalı,yoksul ailelere mutlaka enerji yardımı yapılmalıdır.

 

 

Değerli Halkımız;

 

Türkiye; dünyada en pahalı enerji kullanan ülkeler arasında yer alıyor.

 

Dünya Enerji Konseyi ve Uluslararası Enerji Ajansı rakamlarına göre; Türkiye'de kullanılan enerjinin fiyatı, ABD ve AB ülkelerinin iki katındadır. Sadece geçen yıl Türkiye'deki fiyat artışları, OECD ülkelerindeki artıştan yüzde 50, AB ülkelerindeki artıştan iki kat fazladır.

 

Enerji, bütün sektörlerin temel girdisidir…Enerjiye yapılan zam, satın aldığımız her üründe dolaylı yollardan katlanarak son tüketici olan bizlere yansımaktadır.

 

Başbakan , “ Kriz bu sefer teğet bile geçmeyecek…” diyordu…

 

Oysa;

  • Seçimlerden bu yana döviz kurunda yüzde 20 oranında devalüasyon yaşandı.

 

  • Elektrik, doğalgaz, telefon, otomobil fiyatlarına zam gelmeye başladı.

 

  • Açıklanan vergi önlemleri vatandaşın cebinden milyarlarca lirayı aldı götürdü.

 

  • Haberleşmeden suya, elektrikten doğalgaza kadar kamuya ait tüm kurumlar özelleştirirken, temel ihtiyaçlara yapılan zamlar, 1 yıl içinde % 70’i buldu.

 

  • Yapılan zamlar yetmezmiş gibi enerji nakli hatlarındaki kayıp ve kaçak bedelleri de tüketicilerin faturalarına yansıtıldı…

 

  • Faturanın bir gün gecikmesi durumunda açma- kapama bedeli olarak 18 TL alınır oldu.

 

Nitekim, Maliye Bakanı Şimşek, Özel Tüketim Vergilerine yaptıkları son zamlardan toplam 5.5 milyar lira beklediklerini açıklamıştı…

 

Peki bu zamlar,hükümetin yeni kaynak yaratmak için, vatandaşın cebine el atmasının bir göstergesi değil midir..?

 

Halkımızın büyük çoğunluğunun, işsizlik ve yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi verdiği ülkemizde, bu adaletsiz vergi anlayışını ve zamları kabul etmemiz mümkün değildir…


Son 5 yıl içinde benzinin litre fiyatı yüzde 48 arttı. Aynı dönemde motorine de yüzde 60 zam geldi. 2006 yılının Ocak ayında benzinin litre fiyatı 2,61 liradan satılıyordu. Fiyat şimdi 4.00 lira sınırına yaklaştı. Motorin ise 2006 yılının ilk ayında 2,07 liradan satılırken son zamlarla 3,31 liraya çıktı.

2006 yılı başında 45 litre yakıt hacmine sahip bir otomobilin deposu yaklaşık 120 liraya dolarken bugün rakam 175 lirayı buldu.Gübre fiyatı Son bir yıl içinde en fazla fiyatı artan Altınla yarıştı ve altından daha fazla zamlanarak rekor kırdı..

Altın son bir yılda %50 fiyatı artarken, gübre %75 den fazla artmıştır dap gübresi tonu 2010 Ağutos ayında satış fiyatı 920 tl den, 2011 Ağustos ayında satış fiyatı %76 oranında zamlanarak 1620 TL oldu...böylece an çok fiyatı artan altını solayarak birinciliğe yerleşti...

 

 Her geçen gün el yakan benzinin litre fiyatına bir vatandaş 2000 yılında ortalama 0,58 lira öderken, 11 yılda ödediği rakam yaklaşık yüzde 534,5 oranında arttı ve 2010'da ortalama 3,68 liraya çıktı.

Kırsal motorinin litre fiyatı
da aynı dönemde ortalama 0,43 liradan, 583,7 kat artışla 2,94 lira oldu.

Vatandaş, benzinin litre fiyatına 2001 yılında ortalama 1 lira, 2002 yılında 1,48 lira, 2003 yılında 1,80 lira, 2004 yılında 1,98 lira, 2005 yılında 2,55 lira, 2006 yılında 2,79 lira, 2007 yılında 2,89 lira öderken, fiyatlar 2008 yılında 3,21 lira seviyesine çıktı.

 

 Ustalık döneminde cari açığı kapatmak için bazı tüketim mallarında ‘’güncelleme ‘‘(!) yapıldı. Yine ustalık döneminde zamlar litaratürden çıkarılıp yerine güncelleme konuldu Böylece halkımız ustalık döneminin ne olduğunu görmeye başladı. Yıllık enflasyonun  % 6 olduğu , yıllık mevduat faizinin % 8 olduğu  herhangi bir ülkede bir emtia ya  % 14  zam yapılsa   hükümet düşer.

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi olarak;

 

Dolaylı vergiler yerine, “çok kazanandan çok vergi,az kazanandan az vergi” ilkesinden hareketle; geliri oranında vergi ödemeyi hayata geçirmek için…

 

İşçi ve emekçilerin üzerindeki vergi yükünü kaldırarak, gelirlerini artıracak düzenlemeleri yapmak için…

 

Sömürünün sona erdiği, özgür, eşit, adil bir düzen için örgütlü mücadelemize devam edeceğiz...

 

 

Bu bağlamda;

 

ÖTV adı altında halka dayatılanları ve

Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in “ zam değil, güncelleme…”  

savunmasını reddediyor, elektrik ve doğalgaz zamlarını protesto ediyor,

bu gidişe, halkımız adına “ DUR…!!! ” diyoruz…

Saygılarımla…

 

Gürhan AKDOĞAN CHP

Bursa İl Başkanı