BİLDİRİLER
RAMAZAN BAYRAMI

Ramazan  BAYRAMI

31 Ağustos 2011

 

 

Konuşma Metni

 

 

Değerli PM Üyelerimiz,

Değerli Milletvekillerimiz,

Geçmiş Dönem İl Başkanlarımız

İlçe Başkanlarım ve İlçe Yönetim Kurulu Üyelerimiz,

Belediye Başkanlarımız

Belediye Meclis Üyelerimiz,

Disiplin Kurulu Üyelerimiz

Kadın Kollarımız

Gençlik Kollarımız,

Partimin Emektarları Üye ve Delege Arkadaşlarım

Parti Örgütümüzün çeşitli kademelerinde görev almış geçmiş dönem yöneticilerimiz,

Parti çalışanlarımız

Siyasi Partilerin değerli başkan ve yöneticileri

Sivil Toplum Örgütü-Dernek ve Sendikaların değerli başkan ve yöneticileri

Basınımızın değerli köşe yazarları,Muhabir arkadaşlarım ve basın emekçileri

Saygıdeğer Hanımefendiler,Beyefendiler…

 

Bu güzel bayram sabahında buluşarak bayramlaşmanın,kucaklaşmanın heyecanıyla hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, bu olağanüstü günlerde 01 Eylül Dünya barış gününün önemini bir kez daha hatırlayarak en içten duygularımla Zafer ve Şeker bayramlarınızı kutluyorum…

 

Hepiniz  Hoş geldiniz…

 

Bayramlar, ulusların, halkların, insan topluluklarının sevinçlerini, kederlerini, tasalarını paylaşıp, birlik olmanın gücünü yaşadıkları mutlu günlerdir. Öyle olması da gerekir.

 

Toplumun büyük bölümünün acısı, diğer bölümünün sevinci olurken, çok küçük bir azınlığın mutluğu ve gönenci, büyük bir kısmının yoksulluğu ve mutsuzluğu pahasına gerçekleşiyorsa, sevinçlerimizi ve acılarımızı nasıl paylaşacağız?

 

Demokrasi getiriyoruz diyerek Irak’ta ,Mısır’da, Libya’da ,Yemen’de yer altı zenginliklerine göz koyan Somali’de açlık , susuzluk ve  yoksulluk konusunda timsah gözyaşı dökerken Afrika yı sömürgeleştiren  Filistin de çocukların kadınların üstüne bombalar yağdıran Dünya emperyalizmini unutmamalıyız

 

Tüm bu olumsuzluklara rağmen Bugün ; yılların ötesinden süzülüp gelen köklü bir alışkanlıkla, sevgi, saygı ve kardeşlik duygularımızı paylaşacağız yeniden…

Bugün ; ve sürekli BARIŞ ve DOSTLUK  egemen olmalı  gönüllerimize…


Ülkemiz , ATATÜRK’ün ortaya koyduğu ve tüm milletimizce de benimsenen "Yurtta barış, Dünyada barış" ilkesini, temel ve vazgeçilmez bir ilke olarak, yıllardır her platformda savunmuş ve bu barışçı tutumuyla, dünya ülkeleri arasındaki saygın yerini korumuştur.

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün önderliğinde ulusal kurtuluş savaşımızın zaferle taçlandığı günün 89 uncu yıl dönümünü gururla, onurla ve coşkuyla kutluyoruz.

Özgürlüğün, Laik Cumhuriyetin, Demokrasi ile sosyal hukuk devletinin müjdecisi olan 30 Ağustos, ümmetten millete giden uzun ve sorunlarla dolu yolun inançla, kararlılıkla aşıldığı gündür. 30 Ağustos Zafer bayramı tam bağımsızlıktır, toprak bütünlüğüdür, birliktir, kardeşliktir.


30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanı’nın yazıldığı gündür.

Bu büyük zafer aynı zamanda, Türk ulusunun çağdaşlaşma yolunu açan, modern çağın gerektirdiği siyasi, hukuki, ekonomik ve sosyal reformları oluşturan ve Türk devrimini başlatan bir kıvılcımdır.


Geçmişte olduğu gibi günümüz koşullarında da herkes çok iyi bilmelidir ki, biz bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü en güç koşullarda bile omuz omuza vererek kazandık. Sevr’i parçalayıp tarihin çöplüğüne bu yönümüzle attık.


Herkes bu tarihi gerçeği göz önünde bulundursun ve kimse toprak bütünlüğümüzle, ulusal birliğimizle ve laik demokratik sosyal hukuk devleti olan cumhuriyetimizle oynamaya kalkmasın.Bu inanç ve kararlılıkla, yalnız bizim değil, mazlum milletlerin gönüllerinde de çok özel bir yeri bulunan Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Silah arkadaşlarını minnetle, şükranla anıyor, şehitlerimize rahmet diliyor, tarihin her döneminde canı ve kanı pahasına eşi görülmemiş kahramanlık destanları yazan Silahlı Kuvvetlerimizi  kutluyor, gazilerimize, saygılarımızı sunuyorum.”
 

Başdöndürücü bir hızla değişip gelişen teknoloji ve bilginin hızla yaygınlaştığı, özgürlükçü demokrasinin giderek önem kazandığı küresel dünyada, insanların huzur, güven ve mutluluk içinde yaşamasının temel koşulu, "şiddet ve terör örgütlerine karşı işbirliği ve dayanışma içerisinde, barış ve kardeşlik ortamının sürekliliğini sağlamaktır…"

Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu gibi dünyanın en yoğun sorunlarının ve çatışmalarının yaşandığı bir bölgede yer alan Türkiye’de, terör örgütleri, bölge barışını tehdit etmeye ve kaos yaratmaya devam etmektedir. Bu sorunun,demokratik bir yaklaşımla ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde aşılması en büyük arzumuzdur.


Cumhuriyet Halk Partisi olarak;

 

  • Ülkemizde terörün son bulmasını etnik sorunların barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesini istiyoruz…
  • Özgürlüklerin genişletilerek;yaratılan düşmanlığa,kin ve nefrete bir son verilmesini istiyoruz…
  • Halkımızın sosyal kültürel ve insani haklarına saygı gösterilerek; sosyal devlet anlayışıyla eşit,adil,sosyal bireyler olarak refah içinde yaşamalarını istiyoruz...
  • Etnik kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, bağımsız, özgür, demokratik, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayacağımız, bir Türkiye istiyoruz…

 

Ancak bilinmelidir ki bizim yukarıda saydığımız bu taleplerden yola çıkarak terörü meşrulaştırmaya çalışanlarla. teröre yandaşlık edenler ve terörü yaratanlar ülkemiz insanına yaşattıkları acılar içinde  boğulacaklardır

 

Öyleyse;

Korkunun bezirganlarına karşı namusu, erdemi, demokrasiyi...
Zulme karşı adaleti...
Zalime karşı hakkı ve halkı savunacağız…
Yeni bir Türkiye’yi yaratma yolunda birbirimize kenetlenmek zorundayız…

 

  • Dürüst,saydam,güvenilir bir yöntemle işe koyulmak,
  • Öncelikle kimsesizin,muhtaç hastanın,yoksulun,işsizin,dar gelirlinin,emekçinin yanında olmak,
  • Kent halkının huzuru ve refahı için her türlü çabayı göstermek,
  • Kentimizi aydınlanma düşüncesinin yerel kalesi durumuna getirmek,
  • Cumhuriyet değerlerinin korunması ve geliştirilmesine katkıda bulunmak zorundayız.
  • Güçlü,planlı,üretken,verimli yerel yönetimler için,
  • Dürüst,saydam ve hesap veren yerel yönetimler için,
  • Çağdaş kentler yaratmak için,
  • Gençlere,insana,kadınlara,yaşlılara,engellilere değer veren politikalar için,
  • Laik,demokratik Cumhuriyet devrimlerinin tüm kazanımlarını korumak için güç birliği yapmak zorundayız…

Bugün gelinen noktada; birlik-beraberlik ve bütünlük içinde omuz omuza mücadele etmek artık sadece CHP’li olmanın ötesinde,bir yurttaşlık ,bir yurtseverlik görevi haline gelmiştir.

 

Bilmemiz gereken budur.
Görmemiz gereken budur.
Anlamamız gereken budur.
Mücadelemiz de bu olmalıdır...

 

Cumhuriyet Halk Partisinin devrimci fikirleri her dönemde, fırtınalı dönemlerde Kutup Yıldızı gibi yönümüzü bulmamıza yardımcı oldu. Kutup Yıldızı bazılarının sandığı gibi gökyüzünün en gösterişli  yıldızı değildir. Ama  tek yol göstericidir en şaşmaz yıldızıdır. Ona güvenenleri  hiç yanıltmamıştır.
 
Bu gün de CHP, Atatürk'ten devraldığı ilkeleriyle bu fırtınalı günlerin Kutup Yıldızı olmak durumundadır. Kutup Yıldızına güvenmek ve tarihi devrimci mirası korumak , cumhuriyet gemisini sakin limanlara ulaştırmanın birincil yöntemidir.

CHP tarihten gelen kökleriyle buluşup sınanmış programını günümüz koşullarında da izleyecektir. Bu programı izleyebilmenin biricik koşulu bu programa yürekten inanmaktır.

Muhtaç olduğumuz kudret, CHP tarihinde mevcuttur.  

 

CHP belirli bir tarih kesitinde  emperyalizme kurulu düzene eşitsizliğe gericiliğe imtiyazlara başkaldırının ifadesidir Bu zaman kesitinin gerçeklerinde Türkiye yi yenileştirmek,çağı aşmak ve Türkiye gerçeğini dikkate alarak biçimlenmiş evrensel geçerliliği olan işlevlerin iddialarının sahibidir 

Bugün buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki; yeni üyelerimizle,eski üyelerimizle,uzun yıllar partimize emek vermiş,partimizin işleyişinde etkin rol oynamış tüm partililerimizle partimizin işleyişine katkı vermek üzere, Cumhuriyetimizin  kurucusu, önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK  ilke ve devrimlerini özümsemiş insanlar olarak onun yolunda yürümek zorundayız.

 

Bizler öylesine bir örgütüz ki , çağırdık mı koşarız bir birimize… ve iki elimiz kanda olsa da yaramıza tuzsevincimize sevinçazmimize ateş oluruz..
 

Zulm ile başını eğen halkımızı, iktidarın süslü yalanlarına, kapitalizmin kirli parasına , ruhunu şeytana kaptıranların büyük suçuna ortak etmeyeceğiz…
 

Değerli Yol Arkadaşlarım;

 

Bunları hep beraber başaracağımıza yürekten inanıyorum…

Çünkü ;bizim tertemiz vicdanımızın çağlayanlarında, işbirlikçilere meydan okuyan Mustafa Kemal cesareti akar…

 

Bizim temiz davamız açık, amacımız ortadadır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak; Türk Milletine pusu kuranlara her daim vereceğimiz cevap alınımızdaki aklık, sadakatimizdeki devamlılık, duruşumuzdaki sağlamlık olacaktır.

 

Bugüne kadar,Yurttaşlık bilinciyle; sorumluluk ve dayanışma içerisinde  pek çok çalışmalar yaptınız...emeklerinize sağlık...

 

Değerli partili arkadaşlarım soran ve sorgulayan parti tabanım,yüreği bu ülke için çarpan Cumhuriyet Halk Partisi ailem…!!!

 

Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin  karanlıkları varsa bizim de özgürlük, eşitlik, bağımsızlık, emek, barış ve memleket  sevdamız  var!

O sevdada onurumuz var, şerefimiz var.

 

Onlar ki; işçinin emeğine düşman… memurun şerefine…

öğretmenin ilmine…öğrencinin beynine… düşünen insana… satılık olmayan vatana... ordusuna… cumhuriyetine düşman…
Onlar çocuklarımıza, çocuklarımızın mirasına düşman...

 

O nedenle;

Aydınlanma yolunda verdiğimiz mücadele bitmedi….bitmeyecek…

Yolumuz açık olsun değerli partililerim…

 

Terörden arınmış bir dünyada, mutluluğa, huzura, sevgiye, hoşgörüye, kardeşliğe ve evrensel barışa hep beraber kucak açacağımız günlerin özlemiyle, barış dolu nice mutlu bayramlar dileyerek hepinize saygılar sunuyorum…

 

Gürhan AKDOĞAN

CHP Bursa İl Başkanı