BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

23 Nisan coşkusu

Geçen hafta sonu kutladığımız, Türk milletinin tarihinde çığır açan ve egemenliği esas sahibi olan ulusa devreden büyük demokrasi devriminin 102. yıldönümünde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ile kutluyorum. Atatürk’ün egemenlik ve bağımsızlıkla ilgili bazı sözlerini ve düşüncelerini bir kez daha hatırlamakta yarar görüyorum.  

Atatürk şöyle diyordu: “... Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” Atatürk milli iradeye dayalı parlamenter demokrasiyi kuvvetle savunuyordu. Ülkemizde Amerikan tipi bir rejimin benimsenmesine karşıydı. Mustafa Kemal Atatürk yine şöyle diyordu “...Hep biliyoruz ki, memleketin başına gelen felaketlerin çoğu şahsi idareden gelmiştir. Bu kadar geri kalmamızın başlıca amillerinden biri budur. Biz öteden beri böyle bir idareyi bertaraf etmek için mücadele ettik. Amerikan sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim, sistemsiz ve kanunsuz tarzda Reisicumhurluk ile Başvekaleti birleştirmeyi düşünmedim.”  Atatürk’ün milletin göreve getirdiği insanlara da tavsiyeleri vardı: “Kendilerine milletimizin kaderi emanet edilmiş insanlar, Meclis, cumhurbaşkanı ve hükümet bilmeliler ki kendilerini iktidara ve yetkili makamlara getiren irade ve egemenliğin sahibi, Türk milletidir. İktidar mevkiine saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Milletin kudretini yalnız ve ancak yine milletin çıkarları yolunda kullanmakla yükümlüdürler.”
 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİNDEN YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ MANİFESTOSU

Üyesi olmaktan ve yönetimlerinde yer almaktan onur duyduğum ülkemizin en büyük Demokratik kitle örgütü ADD 23 Nisan günü on binlerle gerçekleştirdiği etkinlikte ulusumuza YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ başlıklı bir manifesto yayınladı. Tamamını mutlaka okumanızı öneririm. Bu manifesto  Çıkış yolumuzun Kemalizm den  geçtiğini aktarırken laiklik anlayışımızdan, yargıya, ekonomiden, dış politikaya, üretimden, eğitime, siyasi partiler yasasından, parlamenter sisteme, sanayileşmeden ,enerjiye kadar bir dizi Kemalist ilkeleri temel alan geniş önermeler içermektedir .Özetle  Manifestoda aşağıdaki şu görüşlere yer verildi ‘’Zafer’in 100. yılından, Cumhuriyet’in 100. yılına ilerler ve bir seçime giderken; Demokratik Kitle Örgütlerinin katılmasını umduğumuz, Siyaset Kurumunun dikkate almasını beklediğimiz, Ulusumuz ’un da desteklemesini dilediğimiz ÇAĞRIMIZDIR. AZİZ MİLLETİMİZ! Her karışını kanlarıyla sulayarak VATAN yaptıkları bu topraklar üzerindeki bağımsızlık ve egemenliğimizi Lozan’la dünyaya tanıtan KEMALİST DEVRİMCİLER, akıl ve bilimden koptuğu için çökmekte olduğunu gördükleri, cepheden cepheye koşarak kurtarmaya çalıştıkları, yıkılışını tarifsiz acılarla yaşadıkları devletlerinin enkazı üzerinde, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” düsturuyla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hamuruna bir MAYA kattılar. O mayanın adı NAMUS’tu! Devletimizin hamurunu çürümekten koruyan NAMUS MAYASI’nın eksilmesine izin verilmemelidir. Çok kutuplu yeni bir DÜNYA DÜZENİ oluşurken; barış, huzur ve topyekûn kalkınma için, bu toprağın insanlarının kadın erkek birlikte yarattığı, başarısı kanıtlı, bütün ilke, eser ve politikalarıyla dünyaya örnek olmuş ATATÜRK CUMHURİYETİ en doğru yoldur, YENİDEN o yola girilmelidir. ATATÜRK CUMHURİYETİ; Aydınlanma Devrimleriyle toplumu tepeden tırnağa değiştiren, çağ atlatan, özünde bir KÜLTÜR ve KADIN devrimi, SANAT ve BİLİM özgürleşmesi, bir TÜRK RÖNESANSI’dır. Anadolu’nun binlerce yıllık kültürü ile bütünleşen LAİK CUMHURİYET KÜLTÜRÜ devletimizi bugünlere taşıyan en değerli kazanımımızdır, korunmalıdır. LAİKLİK; demokrasinin olmazsa olmazı, aklın doğmalara tutsaklıktan kurtularak özgürleşmesi, yurttaşın; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür birey olmasıdır. Devlette hiçbir Laik Cumhuriyet ve Üniter Ulus Devlet karşıtı kadrolaşmaya izin verilmemelidir. YARGI; egemenliğin ve Ulusal bağımsızlığın temel unsurudur. Bağımsız olacaktır, ÜNİTER ULUS DEVLETİMİZ gözümüz gibi korunmalıdır. Cumhuriyetimiz antiemperyalist ve tam bağımsızlıkçı KURULUŞ AYARLARI’na dönmeli, TÜRKİYE TÜRKİYE’DEN YÖNETİLMELİDİR! EĞİTİM en önemli sorunumuzdur. 4+4+4 yanlışından dönülmeli, temel eğitim kesintisiz 12 yıl olmalıdır. Parasız LAİK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ ile özgür bireyler yetiştirilmeli, öğretmenlerimiz YENİDEN baş tacı edilmelidir. Öğretim Birliği Yasası’nı yok etme çabalarına, hele 100 yıl sonra yeniden MEDRESE ve benzeri DİYANET AKADEMİSİ türü arayışlara hiç girilmemelidir. Ulusumuz; bütün bunları 100 yıl önce yaptı, doğru önderlik, doğru kadrolar, doğru yol haritası ile bugün de yapacak güçtedir. ULUSUMUZA GÜVENİYORUZ! Biz Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ; bilgili olacağız, cesur olacağız, kararlı olacağız, çok çalışacağız, KEMALİZM’in namus sesini bir SİS ÇANI gibi yurdumuzun semalarına asacağız ve milletçe YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ’ni kuracağız. SÖZ VERİYORUZ