BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

ABD'den müttefik de olmaz dost da olamaz

ABD Başkanı Biden'in sözde ''Ermeni soykırımı'' iddiaları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada ''soykırım'' ifadesini kullanması geçersiz ve kabul edilemez olup son derecede hukuktan yoksun ve ciddi bir saldırı niteliğindedir. ABD Başkanı Biden'in Ermeni tehciri için ''soykırım'', İstanbul için de Constantinapol ifadesini kullanmasını kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz.
Meşruiyeti bulunmayan bu ifadenin kullanılması uluslararası hukuk açısından hükümsüz olduğu kadar sözde dost ve müttefik ABD'nin ülkemize karşı emperyalist çıkarları doğrultusunda düşmanca bir tavırdır. Başta birçok ülkenin taraf olduğu 1948 tarihli BM Soykırımla Mücadele Sözleşmesi'ne göre soykırımla ilgili bir olayı ancak o ülkenin geçtiği mahkemeler ya da yetkili kılınmış uluslararası bir mahkemenin 'soykırım' olarak nitelendirebileceği kararları ortadayken diğer taraftan da 15 Ekim 2015 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi büyük dairesinin kararlarına göre de ABD Başkanı'nın bu konuyu 'soykırım' olarak tanımlama hakkı yoktur. Ayrıca herhangi bir soykırım konusunun yetkili bir mahkeme tarafından sadece gerçek kişilere yöneltilebilecek uluslararası bir suç olması nedeni ile Türk ulusuna yöneltilmesi söz konusu bile olamaz.

ABD kendi yüzüne dönüp bakmalı

Kendisini mahkeme yerine koyan Biden aslında Türkiye'ye karşı suç işlemektedir. Bu nedenle bu söylem hukuki değil tamamen Türkiye'yi tutsak etmek üzere alınan ve ülkemize karşı şantaj olarak kullanmayı düşündükleri siyasi bir karardır. Hele hele haddini aşan Biden'in İstanbul'u Konstantinopolis olarak tanımlaması ise sabır sınırlarımızı zorlamaktadır.
Diğer taraftan sadece bu söze bile üzerinden saatler geçmesine rağmen tepki gösterilmemesi de düşündürücüdür. Bu konular büyükelçileri bakanlığa çağırarak ''kararınıza en sert tepkiyi gösteriyoruz'' ''bunu kabul etmiyoruz'' sözleri ile geçiştirilemez. Türkiye'nin vereceği karşılığın gelecekte bu tür söylem ve eylemlerde de bulunanlara ve bulunacaklara karşı da önemli bir caydırıcı etkisi olmalıdır. Türkiye'yi soykırım yapmakla itham eden emperyalist ve sömürgeci tutumuyla dünyanın çeşitli yerlerinde karışıklıklar çıkararak kan gölüne çeviren ABD önce kendisine ve tarihine dönüp bakmalı. Ülkesinde 15 milyon Kızılderili'yi katleden, siyahilere uyguladığı ırkçılık ve vahşetle tanınan, Vietnam'da 4 milyon, Kore'de 3 milyon, Kamboçya ve Laos'ta 1,5 milyon, Irak'ta bir milyon Afganistan'da 1,5 milyon Nagazaki ve Hiroşima'da 350 bin insanın yaşamını yok eden ABD mi soykırımdan söz edecek.

Çözüm Atatürk'ün izinden gitmektir

Biden seçilmesinin üzerinden 4 ay geçtikten sonra 23 Nisan akşamı Cumhurbaşkanı ile ilk görüşmesini yapmış ve bir gün sonra da Ermeni Soykırımı açıklamasını gerçekleştirmiştir. O görüşmede neler konuşulmuştur? Görüşmenin içeriği kamuoyuna açıklanmalıdır. Biden, ne olmuştur da Türkiye'ye 100 yıldır kimsenin cesaret edemediği bir tavrı alabilmiştir? İktidar, yakın tarihimizde birçok örnekte olduğu gibi başta Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden giderek, İnönü'ye ve Ecevit'e bakarak en sert tepkiyi göstermelidir. Ancak mevcut iktidar maalesef uzun yıllardır uluslararası politikalardaki yanlış yöntem ve yönetim tarzı ile bu günleri getirmiş karşımızda bulunanları ise cesaretlendirmiştir. Dahası maalesef Mustafa Kemal Atatürk'ün antiemperyalist ve tam bağımsız Türkiye ideolojisinden ve uus devlet olma modelinden uzaklaşmanın, eski Türkiye diyerek kuruluş ve kurtuluş değerlerinin unutturulmasının sorunlarını yaşıyoruz. Biliniz ki 100 yıl önce emperyalizme karşı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderli-ğinde dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir milli mücadele ruhu ile kurduğumuz bu Cumhuriyet emperyalizme ve onun işbirlikçilerine geçit vermeyecek, tutsak olmayacaktır.