BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Bilimsel yaklaşımlara, doğa ve çevreye değer vermemenin sonuçları

Daha önceki yazılarımızda doğa kendine karşı işlenen suçların bedelini ağır bir şekilde bize ödetiyor demiş bununla ilgili çeşitli analizler yapmıştık daha üzerinden birkaç gün geçmeden biliyorsunuz İstanbul başta olmak üzere birçok kent kar yağışına teslim oldu bırakın yolda mahsur kalmayı, yeni havalimanında insanlar uçaklar içinde 10 saat mahsur kaldılar ve aprona bile giremediler. Değerlendirme yaparken nereden bakarsanız bakın önceden gelen verilere rağmen kriz önlemlerinin planlanamaması mı yoksa çok modern, dünyada en büyük, naraları attığımız, öğündüğümüz havalimanının, bir kışa bile dayanamadan sisteminin çökmesi mi ya da bazılarının sorunu görmezden gelip mazeret bulma yaklaşımı ile ‘’bu bir felaketti yapacak bir şey yoktu’’ söylemimi hepsi sonuçta insanoğlunun yarattığı sorunların sonuçları. Hele ki bizdeki ‘’bu işin fıtratında var’’ kaderci yaklaşım ise problemlerin ana kaynağını görmek istemeyen bilgiyi ve bilimi dikkate almayan liyakatsiz, günü kurtaran, her şeyi ticari, para ve rant olarak gören insanların dayanılmaz hafifliğidir. Tam da kış ve kar yağışının yaşamı etkilemesi sorunları esnasında yine bu kez de kışın ortasında enerji krizi ile karşı karşıya kaldık. Aslında bizler yıllardır olası bu soruna dikkat çekerek ‘’Enerji yatırımlarında fosil yakıt kullanımı sonlandırılmalıdır. Küresel iklim krizine çözümlerden biri yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Bilimsel raporlara kulak vermenin zamanı gelmedi mi? Doğa olaylarını insanoğlu felakete dönüştürüyor’’ diye yazar, çizer, söylerken yönetenler bildiklerini okumaya devam ediyor ve yarattıkları ile showlar yapıyorlardı. Geldiğimiz nokta herkesçe bilinmektedir.

KRİZ SENARYOSUNA GÖRE 70 YIL İÇİNDE KÜRESEL SICAKLIKTA (2-5) °C ARTIŞ ÖNGÖRÜLÜYOR

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) 2020 yılında bir rapor yayınladı. Raporda geçmişte her 20 bin yılda 4 derece ısınma gözlemlenirken antropojenik iklim değişikliğinin sadece iki yüzyılda aynı ısınmayı tetiklemesi bekleniyor dendi. Yani 20.000 yılda oluşan sıcaklığı biz son iki yüz yılda yakalıyoruz Raporda sera gazı senaryosuna göre 2100 yılına kadar küresel ortalama yüzey sıcaklığının 2–5 °C artması öngörülüyor. Ayrıca raporda, 2020 yılındaki ısınmanın şimdiden sanayi öncesi (1850–1900 yılları) seviyelerin yaklaşık 1,2 °C üzerinde olduğu belirtiliyor. Bu sıcaklık artışı size çok küçük gelebilir. Ancak bilimsel raporlar ve bilim insanları   bu durumun ekosistemlerde geri döndürülemeyecek sonuçlara ve iklim değişikliklerine yol açacağını önemle ifade ediyorlar.

KÜRESEL İKLİM KRİZİ İÇİN ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI 

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, rapora ilişkin elde 28 yıllık ciddi verilerin bulunduğunu ve bu verilere göre doğa ve çevreyi  derinden etkileyen iklim değişikliğinin, insanoğlu üzerinde  ciddi kayıp ve hasarların bulunduğunu, kutup ısınma oranının, küresel ortalama oranından 3 kat daha hızlı olduğu vurgulamaktadır. WMO’nun 10 yıllık iklim tahminlerinin yer aldığı  raporda ise 2021 ile 2025 yılları arasında bir yılın dünyada yaşanmış en sıcak yıl olması ihtimalinin yüzde 90 olduğu, şimdiye kadar kaydedilmiş en sıcak yıl olan 2016’dan da yüksek ısı ortalaması beklendiğini belirtiliyor. Bunlara neden olan kömür, petrol ve gaz üretimi sonucunda her yıl milyarlarca ton karbondioksit atmosfere salınmaya devam ediyor. Bunların tetiklediği iklim değişikliği, küresel bir kriz. Bu krize karşı önleyici tedbirlerin alınmaması sonucu şimdiden görülemeyen ancak bilimsel verilerin ışığında yapılan öngörüler ile sağlık sorunları başta olmak üzere salgınlardan, gıda ve su bulamamaya bu nedenlerle ciddi göç hareketlerine, doğal felaketlere kadar geniş bir etkileşim alanında çok olumsuz etkileri var. O nedenle bir kez daha dikkat çekiyoruz. Özetle küresel ısınmayı sağlayan etkenleri hızla ortadan kaldırmalıyız.