Değerli okurlarım iki hafta önce bu sütunlarda yaşadığımız birçok yapay gündem yerine çağımızın en önemli sorunlarından biri olan küresel ısınma, iklim değişikliği konularına değineceğimi bir farkındalık yaratmak istediğimi belirtmiş ve bu başlıkta bir yazı ile sizlerle buluşmuştuk. Bu hafta iklim değişikliği başlığında mevcut durum analizimize devam etmek istiyorum. Sizleri doğru bilgilerle buluşturmak için konu ile ilgili birçok literatür ve kaynak araştırıyorum Aşağıdaki bilgiler güvenilir kaynaklardan teyit edilerek sizlerle paylaşılmaktadır.

Bunların arasında Sn. Tansu Pişkin Bianet’te yayınlanan İklim Krizi 2021: Dünya artık nefes almıyor başlıklı makalesinde gerçekte yaşadığımız doğal olaylardaki olumsuzlukları, özellikle dünyamızın birçok, sıcaklık, kuraklık, seller yangınlar, emisyonlar, buzullarla ilgili son yıllardaki değişimleri önemli bir envanter çalışması ile gerçekleştirmiş, okumanızı önemle tavsiye ederim. Okuduğunuzda bu yapay gündem içinde tek tek kaçırdığımız ve hafızalarımızdan silinen doğaya karşı işlediğimiz suçların bedelinin ne kadar ağır bir bedelle bize döndüğünü görüyorsunuz. Satırlarım izin verdiği kadar sizlere Sn. Pişkin’in makalesinden dünyada son yıllarda yaşananları ve mevcut durumu paylaşmak istiyorum. Sıcaklıklarla ilgili olarak hatırlayalım daha iki gün önce ülkemizde Van Çaldıran’da-39,7 °C ile son yılların en düşük sıcaklığı yaşandı. Mevsimlerin yer değiştirdiğine tanıklık ediyoruz. Rusya’nın başkenti Moskova’da son 140 yılın en yüksek sıcaklığının yaşandığını, haziran ayında ise Kuveyt’te 53,2 derecenin görüldüğünü kayıta geçelim. Alaska’da 26 Aralık günü sıcaklık 19,4 dereceyi gördü. 

BİLİMSEL RAPORLARA KULAK VERMENİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Sn. Pişkin’in 2021 yılında iklim krizinin yarattıklarına ilişkin verdiği bilgilere devam edersek rapora göre dünyanın atmosferindeki CO2 oranı Mayıs 2021’de 63 yıldır kaydedilen en yüksek seviyeye çıktı. Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA), atmosfer ve okyanuslardaki ısınma nedeniyle 1994 ile 2017 yılları arasında dünyada toplam 28 trilyon ton buzulun (İngiltere büyüklüğünde ve 100 metre kalınlığında bir buzul tabakası) eridiğini raporlarına yansıttı. Scientific Reports dergisinde yayımlanan bir çalışmadan öğrendiğimize göre fosil yakıt kullanımından kaynaklı küresel ısıtma nedeniyle Himalayalar’daki geniş buz tabakalarının son 40 yılda, önceki yedi yüzyıla göre 10 kat daha hızlı küçüldüğünü belirtiyor. Cambridge Sürdürülebilirlik Komisyonu'nun raporuna göre, dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin, en yoksul yüzde 50'nin iki katı karbon salınımına neden olduğunu ortaya koydu. Copernicus Atmosfer İzleme Servisi, orman yangınlarının 2021’de küresel olarak 1,76 milyar ton karbon saldığını söyledi.

DOĞA OLAYLARINI İNSANOĞLU FELAKETE DÖNÜŞTÜRÜYOR

Yaşanan sel olayları gelişmiş, gelişmemiş ülke ayırımı yapmadan onlarca insanın yaşamına mal oldu. Çin’in bir bölgesinde sellerden ötürü 300 kişi yaşamını yitirirken, Brezilya'da çöken iki baraj, yaklaşık 40 kenti sular altında bıraktı. En az 35 bin insan evlerini terk etmek zorunda kaldı Almanya ve Belçika'da 200'den fazla kişi sellerden ötürü yaşamını yitirdi. İklim değişikliğinin sonucu olarak. Filipinler de her zamanki gibi fırtınalarda 400’e yakın insan ölürken. ABD eyaletlerinde de  görülen kasırga ve hortumlarda  100’e yakın  kişi hayatını kaybetti. 

Ülkemizde göller kurudu Televizyon ekranlarında eskiden göl olan alanların otlak olarak kullanıldığı üzerinde otomobillerin gezdiği manzaralara tanıklık ettik, birçok nehir ve gölün yanısıra barajlar da kuruma noktasına geldi.
Kaliforniya'da, bu yaz kuraklık 126 yılın rekorunu kırdı. Yangınlar ise sıradanlaştı Akdeniz havzasında ülkemiz başta olmak üzere Yunanistan’da İtalya’da Fransa’da neredeyse yanmayan yer kalmadı.