BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Ekonomi politikaları zorlamalarla oluşturulamaz

Merkez Bankası piyasaların tersine, kendisinden beklendiği ve talimat aldığını düşündüğüm şekilde politika faizini 1 puan daha indirerek faizi %15'e düşürdü. Eylül başında dolar 8.30 ken bugün 11.20'ye ulaştı. Bunu niçin böyle ifade ediyorum? Çünkü geçen hafta içinde Merkez Bankası'nın politika faizi kararından bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan meclisteki konuşmasında "Anlayan anlar, anlamayan anlamaz biz faize milletimizi ezdirmeyiz" dedi, 'faiz sebep, enflasyon sonuçtur' söylemini tekrarladı. Bu sözler, enflasyonun beş altı aydır yükselmeye devam ettiği bu yıl içinde üçüncü kez faiz indirimine gidileceği ihtimalini kuvvetlendirdi. Bunu artık sokaktaki çocuk bile anlar hale geldi. Yani doların yükseleceği en azından bir gün öncesinden belli olmuştu. Bu durumda bu söylemin ertesi günü dolar milyarderi olanlar zenginliklerine durduk yerde bir gecede zenginlik katarlarken döviz borcu olan iş adamları ve çok az da olsa küçük TL mevduat sahipleri ve toplumun yarısını oluşturan açlık ve yoksulluk sınırında olanlar ise bir gecede fakirleştiler. Dolar, Türk Lirası karşısında neredeyse her gün yeni bir tarihi rekor kırıyor. Hatırlıyorum da bundan on iki yıl öncesinde bir dolar bir TL olur mu' tartışmaları yapılıyordu. İhracatçılar da bundan aşırı derecede rahatsızdı. Birdenbire 2013 yılından itibaren dolar yükselmeye başlamıştı. 18 Kasım'da Merkez Bankası kararında, politika faizi 100 baz puan düşürülerek yüzde 15'e çekildi. Dolar/TL 11,25 TL'yi aştı. 3 aylık dolar artışı neredeyse yüzde 37'yi buldu TL ise yılbaşına göre dolar karşısında yüzde %50' nin üzerinde değer kaybetti. Bu durum son yıllarda görülmemiş bir durum. Daha önce de bahsetmiştim asgari ücret dolar karşısında hızla eriyor. Yılbaşında 385 $ olan asgari ücret şimdilerde ise 250 $ civarına düştü. Buradan hareketle siz, emeklilerin, sabit ücretli çalışanların, halini ve yaşamsal durumunu düşünün.

İşsizlik pahalılık zamlar ve yoksuluk ana gündem olmalıdır

Bu ülkede enerjiden, gübreye, sanayi mallarından, tarımsal ürünlere kadar neredeyse her şey dövize bağlı hale geldi. Bu durumda çalışanların alım gücü hızla düştü ve yoksulluk son hızla artıyor yani freni patlamış bir kamyon gibi süratle yoksullaşıyoruz. Tabii bunlar olurken biz ne ile gündem oluşturuyoruz. Helalleşelim mi, helalleşmeyelim mi nelerle helalleşelim, yok o anlamda değil de bu anlamda bakalım, Milletin bu konulara karnı tok Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde olduğu üzere birinci seviyede fizyolojik ihtiyaçlar (yiyecek ve giyim), ikinci seviyede güvenlik ihtiyaçları, sonrasında sosyal ihtiyaçlar (arkadaşlık), benlik saygısı ve kendini gerçekleştirme yer alır. Beş ihtiyacı ele alan bu hiyerarşiyi dikkatle izlemek ve bir pareto analizi çerçevesinde öncelikleri buna göre belirlemek gereklidir. Milletin karnı aç ekmek bulamıyor. Çiftçi perişan 16 ayda gübreye 35 kez zam gelmiş bir ton gübre almak için 4 ton mısır satması gerekiyormuş, bu çiftçi mısır üretimi yapar mı tarlada 25 kuruşa sattığı limonu büyük marketlerde 28 kat artmış şekilde 7,5 TL ye gören çiftçi ne yapar ya da 7,5 liraya bir asgari ücretli limon alır mı. Her üç gençten bir işsiz ve gelecek kaygısı yaşayan milyonlarca genç üniversiteli ortada ne o her ilimizde en az bir üniversitemiz var diye öğünelim oldu mu tabii ki olmadı. Olmayan mal en pahalı maldır ne yaparsanız yapın stagflasyon yani ağır bir durgunluk hali ve yüksek enflasyon ekonomideki en büyük problemdir biz o durumu yaşıyoruz. Sanayici ve ticaret erbabı Fiyat veremez halde siparişlerini hesap etmediği bu kur üzerinden üretme veya satma imkânı kalmıyor çünkü sattığının yerine yenisini koyamıyor, üretse de zarar ediyor o nedenle bu belirsizlik sipariş durdurmaya veya bir süre teklif vermemeye ya da verecekse de risk faktörünü yüksek koyarak teklif vermeye itiyor. Kısacası Cumhurbaşkanının dediği gibi işadamına "Kredi faizleri düştü neden yatırım yapmıyorsunuz'' denemez kredi faizleri düşse de bu belirsizlik ortamında hiç kimse önünü görmeden yatırım yapmaz. Kaldı ki döviz üzerinden böyle tatlı para kazanmak varken likit durumunda kalmayı yeğlerler.Unutmadan yazayım ekonomi yönetiminde tüm bunlar olurken siz son zamanlarda bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan'ın değerlendirmelerine tanık oldunuz mu? Ben olmadım.