BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Ermenistan Ordusu insanlık suçu işliyor

Bildiğiniz üzere Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ı işgalinden sonra yıllardır gerilimin çok yüksek olduğu bölgede yine Ermenistan'ın saldırılarıyla başlayan savaş neredeyse üçüncü haftasını doldurdu. Bu zaman zarfında Azerbaycan'ın sivil yerleşim bölgelerine bir saldırısı olmamasına rağmen her zamanki kalleş tutumuyla Ermenistan Gence kenti başta olmak üzere sivil yerleşim bölgelerini vurarak savaş sathını Dağlık Karabağ dışına taşırıp Azerbaycan'ı kışkırtarak uluslararası toplumu yanına almak istiyor. Ayrıca Ermenistan daha önce yürürlüğe giren ateşkesi birkaç kez ihlal etmesi yanında iki gün öncede 18 Ekim'de yürürlüğe giren geçici insani ateşkesi saatler sonra ihlal ederek sivilleri hedef alarak, dün gece yarısı insanlar uykudayken saldırı düzenledi.

Daha öncede Ermenistan birlikleri Terter'de bir cenaze törenini hedef almış, çok sayıda sivil yaşamını yitirmiş, Gence ve Mingeçevirde ki füze saldırısında ise 2'si çocuk 13 kişi hayatını kaybetmiş, 52 kişi yaralanmıştı. Bunları niçin hatırlattığıma gelince Ermenistan hem işgalci olarak o bölgede yıllardır oturuyor hem saldırıyor hem de bu saldırılarına hedefe giden yolda her şey mubahtır anlayışı doğrultusunda insanlık dışı yaklaşımları ile devam ediyor. En az bunun kadarda önemli olan hatta bu suça ortak olan bu haksızlığa, işlenen savaş suçlarına rağmen her zaman olduğu gibi kulak tıkayan, göz yuman, ses çıkarmayan başta Fransa, Rusya ve ABD olmak üzere sözde Özgürlük, demokrasi, insan hakları dersi vermeye kalkan çıkarları için kan döken, asalak ve sömürgeci, ikiyüzlü emperyalist devletlerdir

SAVAŞIN BİLE KURALLARI VARDIR

Yazımın başında niçin Terör devleti başlığını attım? Zira terörün kuralı yoktur. Terörde kadın, çocuk, yaşlı, sivil, demeden her türlü silah kullanılarak insanlık suçu işlenir. Savaş kabul edilemez ve şiddetle karşısında olunması gerekli bir vaka olsa da gerektiğinde vatan toprağının savunulmasında ve mecbur kalındığında, tüm diplomatik yollar tıkandığında, başvurulacak bir olgu olsa da kuralları vardır. Sivillere, Hastanelere, Okullara, İbadethanelere, Tarihi yapılara, saldırılamaz, kimyasal silah kullanılamaz, çocukların yaşamına kastedilemez. Askeri tesisler dışında sivillere saldırılamaz. İşte onun içindir ki bu kuralları çiğneyen ne olursa olsun kişi ise terörist eğer bu suçu işleyen Devlet ise terörist devlet damgası alır. Daha öncede değinmiştim Dağlık Karabağ' da Ermeni güçleri Hocalı'da 1992 yılında iki yüze yakını kadın ve çocuk olmak üzere 613 kişiyi katlederek bir katliam gerçekleştirmiş terör ve insanlık suçu işlemiştir. Uluslararası toplum ise hesap sormak yerine seyretmiştir. Yine Ermeni terör örgütü ASALA'nın ülkemizin yetiştirdiği başta değerli birçok dışişleri mensubuna ve yurttaşlarımıza terör saldırıları gerçekleştirerek yaşamlarını yok ettiği hala acı hatıralarımızda tazeliğini korumaktadır. Bu iki örnek bile kimin insanlık suçu işlediğini ortaya koymaktadır.

Cenevre Sözleşmeleri

Bilindiği üzere ikinci Dünya savaşının hemen sonrasında savaşın kurallarının belirlenmesi ve savaş mağdurlarının korunması amacıyla toplanan konferans sonucu 12 Ağustos 1949 tarihinde yazılan 'Cenevre Sözleşmeleri' bugün 71 yaşında. O tarihte belki de tarihin en ilerici sözleşmelerinden biriydi ama bugün bu sözleşmelerin gereğini sizce kim yerine getiriyor 1977 yılında "Uluslararası Silahlı Çatışmaların Kurbanlarının Korunması ile İlgili Protokol"; de insanların sömürgecilik hakimiyeti, yabancı işgal kuvveti ve ırkçı rejimlere karşı" savaşın yapılabileceğini öngörüyor. Protokol savaşın insanlık suçlarına karşı kurallarını koyuyor . Tüm bunlara baktığımızda Ermenistan terör suçu işlerken sömürgeci yaklaşımla işgal ettiği topraklarda haksız bir savaşı bu sözleşmelere aykırı olarak sürdürüyor. Azerbaycan ise sözleşmelere bağlı olarak sivillere saldırmadan kendine yapılan saldırılara rağmen savaş alanında mücadeleyi sürdürerek kendine ait topraklarda ilkeli bir kurtuluş savaşını başarıyla sürdürüyorr. DAĞLIK KARABAĞ AZERBAYCAN'DIR