BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Koronavirüs fırsatçıları

Aralık 2019 tarihinde Çin'in Hubei bölgesinin başkenti olan Wuhan'da ortaya çıkan koronavirüs salgını ülkemizde de görülmeye başladığından itibaren fırsatçılar da, stokçular da her felaket veya kriz ortamında olduğu gibi hızla bu ortamı doldurdular.

Hatırlayalım ilk olarak maske ve kolonya fiyatlarında fahiş artışlar görülürken, buna makarna satışları bile eklendi. Hatta ateş ölçerlerin 8-10 kat fiyatla satıldığını, dezenfektan maddelerin fiyatlarının 3-4 kat arttığına tanıklık ettik.3-4 TL'ye aldığımız maskelerin şimdilerde 30 -40 kuruş olduğunu düşünürsek durumun ne kadar vahim olduğunu görebiliriz. Koronavirüs salgını ile mücadele sürerken, bir tarafta başta sağlık sektörü çalışanları bu salgınla mücadelede yaşamlarını yitirirken diğer tarafta ise yoksul halkın cebine göz diken bu fırsatçı, asalak ve sülükler hastalık nedeni ile birçok ürün ve malzemenin onlarca kat artmasına neden oldu. Örneğin normalde yaklaşık üç lira olan bir paket makarna bile yedi liradan satılır oldu. Diğer taraftan ise uluslararası finans sektörü içindeki bazı şirketlerin ve para spekülatörlerinin bu tür ortamları bir fırsat olarak değerlendirerek bazı zayıf şirketler ile ekonomileri zorda olan devlet ekonomilerini ele geçirmek için kullandıklarını biliyoruz. Örneğin Soros'un bu tür ortamlardaki ekonomik saldırı ve spekülasyonları hafızalarımızdaki yerini korumaktadır.
Bazen bu durumlar para babalarınca sadece kâr için kullanılmayıp birçok kez de ülke ekonomilerinin çökertilerek bağımsızlıklarının ellerinden alınması kendilerine yakın iktidarların oluşturulması için de kullanılmaktadır.

EĞİTİMDE AHLAK VE ETİK

Etik neyin yapılması gerektiğini, hangi eylemin iyi olduğunu, neyin yaşama anlam kazandırdığını gösterir. Başta tüm meslekler için etik kurallar doğruluk, eşitlik, saydamlık, güvenirlilik, insan haklarına saygı, hesap verebilirlik, şeffaflık, kamu yararına olma bilinci, hizmet standartlarına uyma başkalarına saygı gösterme, vatandaşlık sorumluluğuna sahip olma, bireylerin eşitliğinin kabul edilmesi, kaynakların adil dağıtılması Mükemmeliyeti arama gibi ana kavramları kapsar.

Ancak eğitim ve öğretim alanında ahlak ve etik diye düşündüğümüzde ise bu kavramlar çok daha baskın şekilde önümüzde durur. Nedenine gelince gelecek kuşakları yetiştirmede misyonu olan bu alanın önce kendinde ahlak ve etik kuralları içselleştirmesi ve sonrasında ise bunu öğreti olarak gelecek kuşaklara aktarması olmazsa olmaz bir konudur. Bunları neden yazdığıma gelince yukarıdaki paragrafta bahse konu olan olumsuzluklar ile kan emici fırsatçılar yanında krizde fırsattan yararlanmak adına bazı sektörlerde işçi haklarını ve yeni çıkan salgına yönelik kararnameleri olumsuz kullanır şekilde fırsattan istifade etmek üzere kısa çalışma ödeneğinden faydalanıp, ücretsiz izin hakkını kötü kullanıp çalışanlarını evde gösterip, devletten teşvik alıp çalışanlarını işyerlerinde çalıştırdıklarını, sigortalarını eksik gösterip, bundan fayda sağladıklarını duyuyoruz bu kabul edilemez bir durumdur, Dahası hele bu duruma bazı özel eğitim kurumlarında hem de marka olduğunu sandığımız yerlerde karşılaşıyor ve bu duyumları alıyorsanız bu ise biraz öce bahsettiğim topluma örnek insanlar yetiştirecek eğitim alanında hiç te kabul edilemez bir durumdur. Diğer taraftan tabiki de devletten beklenti de, denetim mekanizmalarının yüzeysel değil, gerçekten bu alanları denetleyip çalışanların haklarının fırsata(!) dönüştürülüp kar amacı olarak kullanılmasının önüne geçmektir.