BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Laiklik cumhuriyetimizin en temel yapı taşıdır

"Kemalizm, dünyanın en haklı, ahlaklı, namuslu devletlerinden biri olarak kurulan Türkiye'nin temelindeki harcın mayasıdır. Atatürkçü düşünceyi, 84 milyonun ortak değeri olarak görüyorum'' ''Cumhuriyete ve Atatürk'e yönelik saldırıları ciddi bir bilinç kaybı olarak görüyorum. Türk milletinin geleceğini karartma eylemleridir. Mustafa Kemal Atatürk'ten, laiklikten, bilimsel yapıdan kopulduğunda bu coğrafyada bütün kalınamaz. Türkiye'yi 1950'den beri yönetenler, Türkiye'nin kuruluşundaki kuruluş harcına katılan mayanın özünü yeterince kavrayamadı. Cumhuriyet, iki temel değer üzerinde yükseldi. Biri kadın, diğeri laiklik devrimi. Kadını öteleyen, laikliği zedeleyen her girişim, Cumhuriyetin temelinden sökülmüş bir taş olarak görülmeli. Bu coğrafyada 300 yıldır kan durmadı. Sevr ile denediler, Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye engelledi. Şimdi de BOP ile deniyorlar. Antiemperyalist olmak, bunu fark edip Türkiye'nin bütünlüğünü korumaktır. Bunun tek yolu Cumhuriyetin laik özüne ve kurucusu olan Atatürk'ün ideolojisine sahip çıkmaktır.'' Ne kadar özlü ne kadar net ve güçlü bir şekilde ifade edilmiş değil mi? Bir röportajından edindiğim bu sözlerin sahibi ise geçenlerde Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanlığına seçilen benimde yakın dostum, değerli ağabeyim Sn. Dr. Hüsnü Bozkurt'a ait. Evet yukarıdaki satırlarda ifade edilen içeriğe çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü başta Kemalizm olmak üzere Atatürk ilke ve devrimleri ile Laiklik bizim varlık nedenimizdir. Laik devlet, özgür toplumun temeli, demokrasinin güvencesidir. Müslüman bir toplumda en geniş din ve ibadet özgürlüğü ile laik bir devlet düzeninin birlikte sürdürülebilmesi dünyanın gözünde Türkiye'yi örnek bir ülke haline getirmektedir. Aslında İslamiyet ile laikliğin beraberliği Türkiye'nin modernleşme başarısının temel dayanağıdır. Bu dayanak ise Büyük Atatürk'ün Türk Ulusuna bıraktığı en büyük emanettir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin vazgeçilmez yapı taşı olan laiklik, Atatürk ilke ve devrimlerinin ve çağdaş hukuk devletinin temelini oluşturmuş ve "Kul'dan "birey", ümmet" ten "ulus" yaratarak insanımıza en büyük onuru yaşatmıştır.

LAİKLİK İLKESİNDEN TAVİZ VERMEK GERİCİLİĞE TESLİM OLMAKTIR

Bugün bu satırlarda Kemalizm vurgusuyla Laiklik temel değerimizi neden tekrar gündeme getirdiğime gelince hatırlarsınız geçtiğimiz şubat ayları içinde Yeni Anayasa değişiklik talebi tartışmalarına Ayasofya imamı da dalarak ''Anayasada devletin dini din-i islamdır'' ibaresinin eklenmesini buyurmuş Sn. Babacan da ''Şu an iklim uygun değil yeri geldiğinde ilk 4 madde tartışmaya açılabilir'' demiş bu tartışmalar üzerine bende TBMM eski başkanı İsmail Kahraman'ın ettiği yemine bağlı kalmayarak 2016 da bir toplantıda ''laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır'' dediğini hatırlatarak Yeni anayasa talebinde amaç bellidir ve Laik Cumhuriyetten ödün verilemez başlıklı iki yazı yazmıştım. Şimdilerde tekrar bu temel değerimizin varlığına ve Cumhuriyetimize olan saldırılara karşı tekrar kurtuluş ve kuruluş değerlerimizi hatırlatma gereği duydum. Zira onlar bu değerleri ortadan kaldırma emellerinden hiçbir zaman vaz geçmeyecekler bizde bize emanet edilen bu Cumhuriyeti, devrimlerini ve değerlerini korumaya sonsuza kadar devam edeceğiz. Geçen günlerde TBMM eski başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek istişare Kurulu(YİK) Başkan vekili İsmail Kahraman Birlik vakfının Genel Merkezinde Yeni Anayasa ve Öze Dönüş adlı konferansta daha önce 2016 da söylediği gibi yine Mecliste ''...hukukun üstünlüğüne, demokratik ve Lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; ...Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim'' yeminine aykırı bir şekilde gönlünde yatan anayasayı dışa vurarak ilk 4 maddenin değişmesi gerektiğini ve Laiklik unsurunun Yeni anayasada olmaması gerektiğini dile getirdiğini basın yayın organlarından duyduk. Ama sonrasında "Anayasa sözlerim çarpıtıldı ilk dört maddeye dokunmak mümkün değil. Laiklik kelimesi üzerinde ben hassas duruyorum. Laiklik kelimesi çok değişik. Her parti kendini laik görüyor. Peki bu laiklik ne? Laiklik ileri sürülerek partiler kapatılıyor, laiklik ileri sürülerek hürriyetler engelleniyor. Ben diyorum ki laiklik olmasın' 'sözleri ile gelen tepkiler üzerine çark ederek 4 maddeyi ret etmediğini ifade ederken hala laiklik karşıtlığını devam ettirdi. Gelinen bu noktada laiklik ilkesinden taviz vermek gericiliğe teslim olmak demektir, böylesi bir teslimiyetin bedeli ise ödenemeyecek kadar büyüktür. Laiklik modelini benimsemeyen ülkelerin emperyalizmin elinde nasıl dağıldıklarını, paramparça olduklarını veya tam teslim olduklarını görüyoruz. Cumhuriyetin "Aydınlanma Felsefesini içlerine sindiremeyenler, dini siyasi rant aracı olarak kullanarak halkımızı din ile aldatmayı yıllar boyu sürdürmüşler, din ve vicdan özgürlüğünün gerçek anlamda güvencesi olan laikliği ortadan kaldırmayı kendilerine hedef seçmişlerdir.