BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Meslek odaları kapatılamaz

Son günlerde maalesef gündemimizi meşgul eden en önemli konulardan biridir Demokratik kitle örgütleri ve Meslek odalarının konumu. Çünkü yönetim erkini elinde bulunduran irade yaptıklarının denetlenmesini istemediğinde veya bundan aşırı rahatsızlık duyduğunda ayağında pranga olarak gördüğü bu demokratik işleyişin en önemli ögelerinden biri olan demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, STK'ları işlevsizleştirmek veya yanına çekerek sessizleştirmek için her türlü yolla etkisiz hale getirmek ister. Ülkemizde uzun yıllardır da bu böyle işler. Ancak son dönemde bu konu artık uygulamaya geçirilerek meslek odaları kuruluş amacından uzaklaştırılmakta hele Sn. Bahçelinin sözlerinde hayat bulduğu üzere bir karşı duruşta kapatılmalıdırlar. Yani Katli vaciptir. Kırk yıldır üyesi bulunduğum yirmi beş yıla yakın bizzat görev üstlenmekten gurur duyduğum bir meslek odasının ülke ve çağdaş bir demokrasinin gereksinimleri açısından önemini bilen birisi olarak insan inanamıyor ne noktalara geldiğimize..

Geçmiş yıllarda birlikte başka odalarda görev yapmaktan ve ülke ile toplum çıkarları doğrultusunda mücadele etmekten onur duyduğum 1975 ten beri meslek odalarında görevler üstlenen Sn. Mesut Şahin'in bu konuda geçenlerde gündeme aldığı bir bilgi notunu sizlerle aynen paylaşmak istiyorum.

ODALAR NE İŞE YARAR? (!)

''Bireyselliğin ve kişisel faydacılığın baskın olduğu dünyada yaşamanın zorluğunu hepimiz hissediyoruz. İster temel etik kuramların değişmesi olarak bakalım, istersek de zamanın ruhunun getirdiği toplumsal farklılaşma olarak bakalım konuya yine de değişmiyor yaşadığımız zorluk. İşte bu toplumun oluşturduğu ve özellikle seçim zamanları daha yoğun olmak üzere genelde hepimizin karşılaştığı bir sorudur "odalara neden ihtiyacım olsun?" sorusu.

6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun kuruluş amacını belirleyen 2/b maddesinde: ''Mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;" ifadesi yer almaktadır.

Mühendis odalarını derneklerden, sendikalardan ayıran ve üzerine toplumsal bir misyon yükleyen bu maddedir. Sendikalar ve dernekler sadece üyelerinin faydaları için bir araya gelmiş sivil toplum örgütleriyken, odalar halkın faydası için bir araya gelmiş birliklerdir. Aslında odalar; halk yararına olan meslek disiplini ve ahlakını, mühendislerin ve mimarların yanlış kararlarından korumak üzerine örgütlenen kuruluşlardır. Hatta bu sebeple de kamu kurumu niteliği taşırlar.

İşte bize sorulan sorunun cevabı burada saklıdır. Odaların kişisel olarak bize bir faydası olması gerekmez. İlkesel olarak topluma ve mühendislik etiğine yönelik çalışma yapması gerekir. Odalar mühendislere ve mimarlara daha fazla gelir sağlayacak kuruluşlar değildir. Odalar termik santrallerin, verimsiz HESlerin yapımına bilimsel olarak karşı çıkıp, halkın olabildiğince temiz ve yenilenebilir enerji ile yaşamına devam etmesini sağlayan kuruluşlardır. Odaların amacı mühendis ve mimarların daha çok kar etmesini sağlamak da değildir. Aksine depremler, seller gibi doğal afetlerle karşılaştığımızda mühendislik disiplini ve etiğinin gerektirdiği şekilde yapılan binalarda halkın can güvenliğini sağlamaktır.

Odalar mühendis ve mimarların işini kolaylaştırmak amacıyla kurulmamıştır. Toplumsal fayda için bilim ve tekniğin getirdiği tüm imkanların kullanılmasını ve kamu yararının ön planda tutulmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

Barolara, TTB ve TMMOB'a karşı yapılan tüm baskıların sonucunda meslek örgütlerimizi kaybedersek, bundan sadece avukatlarımız, doktorlarımız, mühendis ve mimarlarımız etkilenmeyecektir. Deniz kumundan yapılan evlerde, dere yataklarında oluşturulan mahallerde yaşarken, soluyacak temiz hava, içilebilir su, ücretsiz ve kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti bulamadığımızda, hakkımızı aramak için dava açacak veya kamu yararına karar verebilecek cesareti olmayan hukukçularla karşılaştığımızda ancak o zaman meslek örgütlerinin ne işe yaradığını anlayabileceğiz.'' Tamda Sn. Şahin'in belirttiği gibi düşünüyor ve yazıyorum. Odaları, Baroları, bölerek, dağıtarak, kapatarak topluma hizmet etmiş olamaz, tam tersine, demokrasiye, etiğe, bilimsel yaklaşımlarla denetim fonksiyonuna, insanlığa ve topluma zarar verirsiniz