BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Siyasette helalleşme modası başladı

Cumhurbaşkanı geçmiş aylarda yaptığı bir açıklamada vatandaşlardan 'helallik' istemiş. "Her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz" diye ifade etmişti. Sosyal medyada da helal etmiyoruz etiketleri yer almıştı. Şimdi de Kılıçdaroğlu . Atatürk'le, cumhuriyetle, laiklikle kavgalı kesimlere, CHP karşıtlarına mesaj niteliğinde "Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir bu yaraları yaratan sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise ben bu yaraların kapanması için helallik isteme yolculuğuna çıkıyorum. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşacağım." dedi. Büyük Önder'e sadece AKP destekçileri, tarikat ve cemaat müritleri saldırmıyor... Atatürk'ün kurduğu partide Gazi'ye "kefere" diyen dinciler ve "Dersim" üzerinden katil imasında bulunanlar, Cumhuriyet ve devrimlerle bitmeyen derdi olanlarla, yüzünü emperyalistlerin nasihat ve planlarına dönenler de bizlerde derin yaralar açıyor...

ATATÜRK VE DEĞERLERİ ONURUMUZDUR

"Benim en büyük eserim, Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Halk Partisidir" Bu söz, CHP'nin kurucusu, daha önemlisi ülkemizin kurtarıcısı, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Cumhuriyeti kuran parti olmakla gurur duymak elbette çok önemlidir. Cumhuriyetin, neredeyse 100 yıllık tarihi boyunca, en ağır darbeleri aldığı günümüzde neredeyse adının bile tabelalardan indirilmeye çalışıldığı bir dönemde cumhuriyeti koruyan, ona her koşul altında sahip çıkan CHP'nin, Atatürk'ün partisi olarak kalması için mücadele etmesi günümüzün en yakıcı konusudur. Siyasi partiler elbette iktidar olmak için, ülkeyi yönetmek için kurulur ve varlığını sürdürürler. Ama ne pahasına olursa olsun iktidar değil...Mustafa Kemal Atatürk Anadolu'ya geçip Erzurum Kongresi'ni topladığında bir avuç kongre üyesinin içinde kongre başkanı olacak kadar oya bile sahip değildir. Ne var ki büyük devrimci, mutlak surette başkanlığı elde etmesi gerektiğini bildiği halde "Ya istiklal ya ölüm "ilkesini mandacılara karşı savunmaktan vazgeçmedi ve o kararlılıkla Türk ulusunun önderliğini ele aldı. Cumhuriyet Halk Partisi, sadece cumhuriyeti kurmakla yetinmedi, çok partili rejimi de kurdu. Çok partili rejim döneminde çok az iktidar olmasına rağmen Türk halkını hak ettiği yönetime kavuşturma ideallerinden vazgeçmedi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin devrimci fikirleri her dönemde, fırtınalı dönemlerde kutup yıldızı gibi yönümüzü bulmamıza yardımcı oldu. Ona güvenen usta kaptanları hiç yanıltmamıştır. Her zaman yenileşmenin ve büyük dönüşümlerin öncülüğünü üstlendi. CHP, kurucusu ve ilk genel başkanı Atatürk'ün önderliğinde saltanatı kaldırdı. Cumhuriyeti kurdu, hilafete son verdi, ulusal birliği sağladı. CHP'nin gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyeti biçimlendi. Kökleşti, gelişti. Cumhuriyet Halk Partisi dünya çapında bir tarihi arkasında taşıyan bir parti.

Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir iktidar organizasyonu değildir. İktidardan pay kapma amacına yönelik günün şartları içinde şekillendirilmiş bir iktidar arayışının yön verdiği bir kuruluşsa hiç değil. Cumhuriyet Halk Partisi; bir devletin şekillenmesi, mücadelesi içinde sorumluluk üstlenmiş olan bir parti. Cumhuriyet Halk Partisi Anadolu işgal altındayken oluşmuş olan bir parti. Müdafaa-i Hukuk Hareketi. İşgale karşı bağımsızlık ruhuyla ortaya çıkan insanların dayanışmasından kaynaklanan bir siyasi yapılanma. Bağımsızlık ruhunu ayakta tutan bir parti.

NEDİR BU DERİN YARALAR

Kısacası CHP'nin kurumsal olarak bu ülkede açtığı bir "derin yara" yok. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklar yok tam tersi modern çağdaş bir toplum yaratma faaliyeti var... Helalleşme İslam ve doğu kültüründe yapılandan özür dilemek af dilemek anlamındadır ve genelde bireyseldir. Bu helalleşme, tarihi olaylar üzerinden hangi tarihi çalışmanın, toplumsal incelemenin ve hangi kurumsal ortak bir kararın sonucudur? Kaldı ki bu özür veya helallik isteme "Medreselerin, tarikatların, cemaatlerin kapatılmasından mı, gerçekleştirilen devrimlerden ötürü mü, ikinci cumhuriyet heveslilerinden mi, cumhuriyet ve devrimler karşıtı isyancılardan mı, 'CHP kapatılsın dernek olsun' diyen 10 Aralıkçılardan mı, Menemen olayında Kubilay'ı şehit edenlerin torunlarından mı, tarikat-cemaat liderlerinden mi, Şeyh Sait ve Said Nursi hayranlarından mı af dilenecektir, helalleşilecektir."

1931'deki CHP 3. Olağan Kurultay'da Atatürk'ün "Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz... Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha göstermek, son derece yanlıştır; mahsuru faydasından büyük olur."dediğinide hatırlatmakta yarar var.