BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Yine aynı acı.. Ama değişmez klasik yaklaşımlar

Ne çabuk unutuveriyoruz. Son yirmi yılda 1999 Gölcük depremi sonrası Düzce, Van, Elazığ depremleri ve İzmir'de son yaşadığımız an itibarıyla 91 canımızı yitirdiğimiz İzmir depremleri can kayıpları açısından en çok can kayıpları verdiğimiz ciddi maddi kayıplı depremler olarak hatırlıyoruz. Ülkemizde 2000 ile 2017 yılları arasında 160 bin 307 deprem olduğunu, sadece geçen yıl 10'un büyüklüğü 5'in üzerinde toplam 22 bin 471 adet deprem gerçekleştiği göz önüne alındığında bunları unutup yaşama devam ediveriyoruz. Klasik olarak her deprem sonrası birçok bilim adamı uzman yetkili yetkisiz her kişi televizyonlara koşuyor kimi yaptıklarını ve yarattıklarını veya daha öncesi yanlışlara sessiz kaldıklarını unutuverip timsah gözyaşları içinde ahkam kesiyor kimi ise bilimsel yaklaşımlarla tespitler yapıp çözüm önerileri sunuyor. Diğer taraftan ise haberciler canlı yayınlarda enkaz altından çıkarılan yurttaşlarımızla ilgili haber değeri olanları görüntüleyip haber peşinde koşuyor. İlgili ilgisiz takım elbiseli tüm siyasetçiler çalışmaları da aksatacak şekilde yanlarındaki eşlikçilerle boy gösteriyorlar. Ama görünmez olan ise bu acıyı enkaz altında kalarak yaşayanlar ve yakınları için merakla gözyaşı dökerken ümitle hayata tutunmasını bekleyenler ile canla başla çalışan koruma kurtarma ekipleri oluyor. Birkaç gün sonra ne olacak dersiniz tüm bunlar unutuluverecek tekrar gerçekçi olmayan gündemlerle meşgul olup ta ki bir sonraki depreme kadar ders çıkarmadan önlemler almadan yaşama devam edeceğiz. Bu hep böyle oldu. Geriye dönüp yaşadığımız acıları bir kez hatırlayalım ve nelerin yapılmadığını gözlemleyelim

DEPREM ÖLDÜRMEZ BİNA ÖLDÜRÜR

Deprem öldürmüyor. Dünyada örnekleri var. 2020 yılında Dünyada bu büyüklükte 20 ye yakın depremde 15 kişi yaşamını yitirirken bizde sadece Elâzığ depreminde 51 İzmir depreminde an itibarıyla 91 kişi yaşamını kaybetti. 1999'dan beri haykırıyoruz. ''Unutmadık unutturmayacağız'' diyoruz, yazıyoruz, anma günleri düzenliyoruz, raporlar sunuyoruz. Sizce bu canlar niçin yandı? Neden onca yurttaşımız yaşamını kaybetti, birçoğu yaralandı yine birçok aile evsiz barksız kaldı? Neden bu binalar niçin enkaz haline geldi ve çöktü? Buna tek yanıt. Bilimsel temelli yaklaşımlara gerçek bilim insanlarına uzmanlık alanındaki meslek odalarına kulak tıkamak, denetimsizlik, rant uğruna imar değişiklikleri ile bilime tekniğe aykırı projelere onay vermek, oy hesabı ile popülist yaklaşımlarla kaçak yapılara göz yummak ve imar afları çıkarmak, hırsızlık yapmak, meslek etiğine aykırı ahlaksızca imalatlar gerçekleştirmek ve bunlara siyaset adına göz yummak. Belediye meclislerinde bu yanlış uygulamalara karşı koltuğu korumak ve siyasi beklenti ile el kaldırmak diyebiliriz. Enkazın altında canlar değil kirli siyaset ve hırsızlık vurgunculuk yapan rantçılar kalmıştır.

MESLEK ODALARI'NIN BAĞIMSIZ DENETİM FAALİYETİ ENGELLENMEMELİ

Geçen hafta yazmıştım birileri TTB kapatılsın derken, Danıştay'ı pranga olarak gören anlayışla bana ait ses çıkarmayan meslek örgütleri olsun anlayışına karşı ''meslek odaları kapatılamaz'' meslek odaları neden lazım tam da bunu anlatmaya çalışmıştım. ''Odaların amacı mühendis ve mimarların daha çok kar etmesini sağlamak da değildir. Aksine depremler, seller gibi doğal afetlerle karşılaştığımızda mühendislik disiplini ve etiğinin gerektirdiği şekilde yapılan binalarda halkın can güvenliğini sağlamaktır. Odalar mühendis ve mimarların işini kolaylaştırmak amacıyla kurulmamıştır. Toplumsal fayda için bilim ve tekniğin getirdiği tüm imkanların kullanılmasını ve kamu yararının ön planda tutulmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur'' demiştim. İşte bu noktada TMMOB İzmir İl koordinasyon kurulu İzmir depremi ilk gözlem raporunu kamuoyu ile paylaşarak aşağıdaki can alıcı tespitleri bir kez daha yapıyor. Rapor ile bir kez daha tarihe not düşerek örnekleri irdeleyerek denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmesini, İmar aflarının yasaklanmasını, İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatların iptal edilmesini, Yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde TMMOB'a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmesini, kamuoyunun bilgisine sunuyor.